tarihinde yayınlandı

“Deuder’li olmak… (E.Bülent ESATOĞLU)

1982 yılında İzmir’e bir heyecan ile gelişimizin üzerinden epeyce yıl geçti. Bu süre de hüzünlerimizi, mutluluklarımızı ve başarılarımızı/başaramadıklarımızı yaşadığımız ortak bir paylaşımın anlamıydı aslında hepimiz için Dokuz Eylül Üniversitesi… Üniversitemiz adını; yurdumuzun kurtuluş mücadelesinin, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ile anıldığı ve 9 eylül’de taçlandığı bir tarihten almaktadır. 1982 yılında kurulduğundan bu yana, Üniversitemiz hızla büyüyerek, mezunları ile yurdumuzun her ilinde bir araya gelmeye başladığı günlerin güzelliklerini ve gururunu da yaşamaya başladık. Bu anlamda Deuder Ankara Buluşmasında bir araya gelmenin, özlemlerimizi gidermenin ve tekrar birbirimizi tanımamızın önemli bir adımını da atmış olduk. Cuma akşamından Ankara’ya gelmeye başlayan mezunlarımız, cumartesi günü Anıtkabir’de minnet ve saygılarını Atamıza sunarken, hedeflenen birlikteliğin en anlamlı harcının da atılması sağlanmış oluyordu bir anlamda. Yıllardır eksikliğini hissettiğimiz ama adını koyamadığımız, tüzel kişilik kazandıramadığımız bir şeyler vardı. Ben kuru kalabalık derdim kendimce, bir araya gelen arkadaşlarımızla buluşmalarımıza. Oysa üç yıldan bu yana, Ankara buluşmamız da net olarak görülen ve ortaya çıkan “üreten kalabalıklar, örgütlenen Dokuz Eylül’lüler” olmaya başladık. Bunu yaşamak, bunu hissetmek için çok bekledik sevgili dostlarım. Ankara’da çocuklar gibiydik yine, yaşımız ne olursa olsun, üniversite yıllarımıza dönmenin heyecanı ve paylaşımını yaşadık hep beraber, ailelerimiz ile birlikte. Ama bu sefer ürettik, güçlendik ve güçleniyoruz… Mükemmel bir gece yaşadık. Hani derler ya eğlencenin de dostluğun da DEUDER’li olmanın da “sonuna kadar” gururunu ve mutluluğunu paylaştık. Eğlendik… Eğlendik… Eğlendik… Meğer bir hedefi olmalıymış bu kalabalık grubun, işte o hedefimiz artık var. Ankara toplantısı aslında bunu anlattı, irdeledi ve çerçevesini, nasıl olacağını anlattı katılan dostlarımıza. Her mezunumuzun katılabileceği, katkı verebileceği ve DEUDER’li olarak gurur duyacağı bir sivil toplum örgütü olma yolundayız. Çok çok mutluyum . Yapılacak, gidilecek ve üretilecek tabi ki çok şey var. Eksiklikleri de olabilir. Hatta eksikleri var. Ama eksik olan sensin canım kardeşim. Sana sesleniyorum taa 1982 den.. Taptuk Emre’nin Yunus Emre’ye öğüdü gibi “Önemli olan yola çıkmaktır, yoldan çıkmak değil…” işte bence Çukurova buluşmasından sonra Ankara buluşması da yola çıkmanın ve hedefe yürümenin önemli adımlarından birisiydi. Dolu dolu hazırlanmış strateji planı ile hem yapılanları, hem de yapılacakları izledik gerçekleştirilen sunumda. Sabah yine bir araya geldiğimiz de, ayrılacak olmanın hüznü ile Ankara buluşmasının hazzı arasında gidip gelen duygularımızı ve yeni organizasyonları konuşuyorduk. Yapacağımız DEUDER Ankara çalışmalarının heyecanına kendimi kanalize etmiş ve 2015 mezunlarımıza dek geçen süre de ayrı düştüğümüz yılların özlemini bitirmeye çabalamak için bir nebze de olsa faydam olmalı umudu ile yola çıkmam gerektiğini düşünüyordum. Belki de ünlü Hintli Şair Tagore’un dediğini de uyarlayabiliriz bu anlamlı adımın tanımlanması için. Tagore “her doğan çocuğun, tanrının insanlıktan umudunu kesmediğinin işareti” olduğu söylemiş 19.yüzyıl da.. Ben de şöyle ifade etmek istiyorum. “Her Dokuz Eylül Üniversitesi mezununun DEUDER’e üye olması, beraber gittiğimiz, gideceğimiz yolun, doğru olduğunun göstergesidir.”

Bu yolda emeği geçen başta DEUDER Başkanı Sayın Ali Özalp ve çok kıymetli Yönetim Kurulu üyelerimize, hocalarımıza çok çok teşekkür ederim. Sağolun var olun… ”
Sevgi ve Saygılarımla
E.Bülent Esatoğlu
1987 Dokuz Eylül Ünivesitesi İ.İ.B.F. İşletme Mezunu